Merhabalar Kızlar.
Yaklaşık iki haftalık bir aradan sonra tekrar birlikteyiz. Umarım bu son ayrılık olmuş olur. Elimde olmayan nedenlerden dolayı uzun zamandır blogla ilgilenemedim. Bu uzun aradan sonra sizlere hem ekonomik olan hem de çantamdan hiç çıkartamadığım ve elimden düşmeyen üç ayrı rujdan bahsedeceğim.
Genellikle koyu renk rujları sever ve tercih ederim. Özellikle Bordo ve vişne çürüğü tonunda renkler beni benden alıyor. Kırmızı ve mat rujlar ise vazgeçilmezlerim arasında. Son olarak keşfettiğim pembe ve eflatun arası bir renge sahip olan mat rujumsa bugünlerin en favorisi diyebilirim. Aslında Kırmızı hariç diğer iki renk Mac Markasının iki ürününün dupe ruju diyebilirim. Bu bakımdan da bu yazımdan rahatlıkla faydalanabilir. Ekonominize göre modaya ayak uydurabilirsiniz.
Hemen başlıyorum yorumlara...

Merhabalar Kızlar,

Daha önce bahsetmiştim. Saçlarım kıvırcık ve bu kıvırcık saçları ne yazık ki boya ve fönden aşırı yıprandığı için uzun süredir şekle sokamıyorum. Bakımlar, serumlar, yağlar derken biraz toparladım. Zaten sizlerle de saç bakım rutinimi bir çok yazıda paylaştım ve paylaşmaya da devam edeceğim.
Toparlanan saçlarımı şekle sokmak için evde beni uzun süredir bekleyen köpüklerimi kullanmaya ve wigo ile şekilledirmeye başladım. İlk başta saçma sapan şekilsiz bukleler olsa da şimdilik toparlamış görünüyor. Tabi bu toparlama bir fön fırçası değdiği an yine eski haline geri dönse de şimdilik fırçaları ve düzleştiricimi rafa kaldırmış bulunuyorum.
Gelelim şekillendirici köpüklere...
İçlerinde memnun olmadıklarım da var, çok beğendiklerimde... Hangisinden başlasam bilemedim. :)

Merhaba Kızlar...

Bugün size çok ekonomik ve bir o kadar iyi performans aldığım bir maskeden bahsedeceğim. Cildimde ne kadar temizlesem de makyaj kalıntıları fazlasıyla kalmakta. Özellikle gözeneklerin içerisine hapsolmuş kirlilik belli bir süre sonra cildin fazla yağlanmasına, sivilceye, siyah noktaya ve dolayısıyla cildin deformasyonuna neden oluyor. Bu maskenin peeling etkisi  ve cildimi ölü hücrelerden arındırması bir yana siyah noktalarıda belli oranda temizlemesi tekrar onu almam için tek neden olabilir.

Merhaba kızlar,
Bana “Hayatta en keyif aldığın şey ne?” diye sorsalar kesinlikle “Her gün duş almak.” derim. Her gün duş almak vücudun canlanmasını ve dirençli kalmasını sağlar.
Ben blogun sarışın kızı olarak beyaz tenliyim ve oldukça hassas bir cilde sahibim. Vücuduma kullandığım tüm ürünler hassas ciltler için olmalı ve içeriğinde meyveli aromaları bulunmayan ürünler olmalı. Yoksa cildimde alerji olabiliyor. Ben cildimle en uyumlu olan “Duru” duş jellerini keşfettim. Özellikle “perfume” serisini kullandım. Cildimde hoş bir koku bırakıyor.

Şu anda yaz mevsiminin gelmesiyle Duru'nun “fresh sensations” serisiyle tanıştım. Sizleri bugün Duru Fresh Sensations’un “çiçek tazeliği” ve “dağ havası” ürünleriyle tanıştıracağım.

Yaşı 30'lara gelmiş ya da geçmiş herkesin cildinizi koruyucu bir takım bakımlara, kırışıkı önleyicilere ve cildi canlandırıcı özelliklte nemlendiricilere ihtiyacı vardır. 

Bugün ikinci postla karşınızdayım.

Yaklaşık bir aydır cildimde aşırı derecede kuruma ve pullanma oldu. Aslında ilk önce deri döküntüsü tarzında pullanmaları gördüm. Normal şartlarda cildim karma fakat bu yanak bölgemdeki kuruluk kendisini aşmış olarak karşıma çıktı. Genellikle ilkbahar ve sonbaharda bu durumu az biraz yaşasam da bu sefer çok fazla oldu.
Cilt bakımı ile ilgili genelde karmaşık kullandığım ürünler var. Şimdiye kadar sayısız ürün kullandım. Çok memnun olduklarımda oldu olmadıklarım da...
Nedense bir ürüne takılı kalamıyorum. Ama bu sıralar özellikle şu yaz ayları geçene kadar kullanmaya karar vermiş olduğum Yves Rocher Hydra Vegetal Gel Cream ve Yves Rocher Elixir 7.9 Göz Kremi'nden bahsedeceğim

Yaz aylarına girmemiz ile birlikte düğünlerde yavaş yavaş çoğalmaya ve kendini göstermeye başladı. Ben bu heyecanları her ne kadar atlatmış olsam da sıradaki heyecanlı gelinlerimize özel bir "Gelin Saçı ve Makyajı" postu hazırlamaya karar verdim.
Evlilik Hazırlıkları süreci o anki yaşamış olduğumuz hayatımızdaki tüm sosyal hayatımıza ve yaşam tarzımıza bir süreliğine elveda dememizi gerektiren, sinir ve stresin en yoğun olarak yaşandığı, kendimizle ilgilenemediğimiz bir dönemdir. Bu süreci çok iyi yönetmek gerekmektedir. her konuda bilgi sahibi olmak ve bunları icraate geçirmek gerekir. Ev ve çeyiz hazırlıkları ile uğraşırken hayatımızın en özel ve tek olan gününde kendimizin nasıl olacağı ile çok ilgilenme fırsatı bulamayız. Bu yüzden aceleyle Gelin saçı, makyajı gibi belkide en önemli gereklilikleri yanlış ya da acele kararlar ile geçiştirip tüm ceremesini o en özel günde çekiyoruz.
Aslında düşünmeliyiz ki o gün her ne olursa olsun hayatımızın en özel günü. Bu özel gün ile ilgili olarak verdiğimiz herhangi bir yanlış kararı hayatımız boyunca hatırlayacak, hatta hatırlamakla kalmayıp fotoğraflarda göreceğiz.
Bu postla birlikte Sizlerle tanışma fırsatı da buluyor olacağım. Şimdiye kadar ne blogda ne de instagramda hiç resim paylaşmadım. Çok fazla paylaşmayacağım da. Fakat Gelin Makyajı ve Gelin Saçı Postumda bir çok yaşamış olduğum tecrübeyi anlatırken tüm bunlara dikkat ederek nasıl bir gelin makyajım olduğunu ya da saçlarımı nasıl yaptırdığımı göstermemek olmaz...

Saçlar...

Yaz gelmişken, plajlar dolmaya başlamışken, tiril tiril yazlık kıyafetler dolaplardan çıkmışken herkesi bir zayıflama telaşı sardı son günlerde. Her sene olduğu gibi bende dahil kış aylarında taytların ve bol kazakların altına sakladığımız göbeklerimizi az da olsa eritme telaşına düştük ne yazık ki.